Haber

Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı: Türk halkından özür diliyorum

Dün gece Kayseri’de Suriye uyruklu bir şahsın, küçük çocuğa cinsel saldırısının ardından yaşanan önce Türkiye’de ardından Suriye’nin Türkiye kontrolündeki bölgesinde provokatif olaylar yaşandı.

Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa, CNN Türk’te Fulya Öztürk’ün sunduğu Tarafsız Bölge programında Kayseri’de yaşanan provokasyon hakkında açıklamalarda bulundu.

Mustafa, “Tekil olayları büyütmek, iki ülkenin de halkına zarar verir. Biz burada misafiriz ve Suriyeliler de misafirlik kurallarına uymalı. Suriyelilere, kanunlara saygı göstermeleri gerektiğini sürekli vurguluyoruz” dedi.

“Biz Suriyelilere kanunlara uyması gerektiğini söylüyoruz”

Abdurrahman Mustafa’nın açıklamalarından önemli ayrıntılar şöyle:

Dün bazı üzücü olaylar yaşandı Kayseri’de. Türkiye Cumhuriyeti devleti gerekeni yapıyor. Münferit olayları büyütmek iki ülkenin de halkın da yararına olmaz. Biz burada misafiriz. Suriyeliler de misafirlik değerlerini bilmesi gerekiyor. Biz Suriyelilere kanunlara uyması gerektiğini söylüyoruz. Kanunlara uymayanlar da deport ediliyor. Biz büyük projeler üzerinde çalışıyoruz Türkiye ile. Terörle mücadelede bunu yaptık. Terör örgütleri oldukça Türkiye ile işbirliğine devam edeceğiz. Ferdi olaylarının hesabını biz sormaya kalktığımızda provoke ediliyor. Suriye tarafındaki asayişi sağlamakla yükümlüyüm. Güvenliği sağladığımızda buradaki misafirler Suriye’ye dönecektir. İçişleri Bakanı’nın ve Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları her tarafı tatmin edecek açıklamalardır. Olayları provoke ederek olayları Suriye’ye taşımak istiyorlar. Suriye’nin kuzeyinde biz istikrarı sağlamaya çalışıyoruz. Türkiye’deki olayları Suriye’ye, Suriye’de yaşananları da Türkiye’ye sağlamak gerekiyor.

“Türkiye’nin kutsalları, bizim de kutsallarımızdır”

Türkiye düşmanlarına bunun hesabını soracağız. Ağır şekilde hesabını soracağız. Türkiye de burada gerekeni yapıyor. Türkiye ve Suriye halkının düşmanları bunu provoke ediyor. Buna izin vermemek gerekiyor. Biz sabahtan beri bu işin üzerine gidiyoruz. Buradaki halkı sükûnete çağırıyoruz. Sosyal medyayı fazla takip edemedim. Dışişleri Bakanı’nın birkaç gün önceki açıklamalarını yanlış tercüme ederek servis ettiler. Sosyal medyada bunu iyi kullanıyorlar. Bunu da en iyi kullanan PKK’nın Avrupa’daki uzantıları. Bunların çoğu gerçek değil. Bazı olaylar oldu tabi. Suriye’de bir şeyler olmadı diyemem. Ortada bir şey yokken de Suriye ve Türkiye düşmanları bu yöntemi kullandılar. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kutsalları bizim kutsallarımızdır. Bu bayrak, terör örgütüne karşı verilen mücadelede Suriye devrimin bayrağıyla birlikte kalktı. Suriye halkı, daha bunlar olmadan Türk bayrağını kaldırdı. Suriyelinin bunu kendiliğinden yapması mümkün değildir. Türkiye ve Suriye düşmanları bunu provake ederek tarihi bağımızı koparmak için mücadele ediyorlar. Birçok adımlar atılıyor ve biz Türkiye ile temas halindeyiz. Suriye’de olan olayları ve Suriyelilerin duygusal beklentilerini Türkiye Cumhuriyeti kurumlarına bildiriyoruz. 12 senedir Türkiye ile birlikte bunları gerçekleştiriyoruz. Bu işbirliğini görenler bunu yapmaz. Bunu yapanlar Suriye ve Türkiye düşmanlarıdır. Bunlar da kim? DEAŞ terör örgütü, PKK terör örgütü, El Kaide, İran milisleri, Rusya ve rejim. Bunun hesabını soracağız. Bunu asla Suriye halkının davranışı olarak görmüyoruz. Türkiye gibi bir dost ülkenin bayrağına yapılanları şiddetle kınıyorum. Türk halkından da özür diliyorum. Benim halkımın yapmadığını bildiğim halde özür diliyorum. Sonuçta benim yönettiğim topraklarda olduğu için sorumluluk hissediyorum. Bunun bedelini ağır ödeteceğiz.

“Türkiye devletine minnettarız”

Muhalif bir Suriyeli olarak baştan beri siyasi çözümden yanayız. 2014’ten beri siyasi çözüm olsun diye mücadele ediyoruz. Biz siyasi çözümü her zaman isteriz. Tüm süreçlere katkıda bulunduk. Hepsine pozitif katılım sağladık. Ben Türkiye’nin kiminle normalleşeceğine karışacak değilim. Benim haddime değildir. Türkiye burada fedakarlık yaptı. Suriye halkının beklentilerini karşılamayacak bir çözüm olmayacağına inanıyorum. Bir çözüm olacaksa bu çerçevede olacağına inanıyorum. Türkiye devletinin normalleşme süreci devletin kendi politikasıdır. İnsanlara bunu anlatıyoruz. Biz de devamlı yetkililerle konuşuyoruz. Tatminkar ifadeler alıyoruz. Bu bir süreçtir. Türkiye Cumhuriyeti kendi başına bir devlettir. Kendi menfaatleri üzerine politika yapar ve biz de buna anlayış gösteririz. Bunlar Türkiye’nin ve Suriye halkının iyiliğini istemeyenlerdir. Bu da net olarak PKK’dır. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Suriye ne Esed’indir ne de Abdurrahman Mustafa’nındır. Buna en büyük karşı olan PKK/YPG terör örgütüdür. Ben bir kriz bölgesini yönetiyorum. Suriye’de siyasi çözüm olursa terör örgütlerine yer kalmayacak. Bu nedenle her şeye karşı olacaklardır. Terör örgütü nerede olur? Kaosun olduğu yerde olur. Bu nedenle bu bölgedeki istikrarı bozmak için çabalıyorlar.

“Türkiye’yi seven Türkiye için ölen çok da Suriyeli vardır”

Bugün bizim bölgemizdeki 4 milyon insan yerlisi değil. Yarısından fazlası Esed katliamından kaçmıştır. Güvenli bir liman olarak bizim bölgeye sığındılar. Türkiye devletine minnettarız. Türk Silahlı Kuvvetleri olmasaydı biz terörle mücadele edemezdik, bu mücadeleyi veremezdik. Birkaç gün içerisinde bunları cezasını vereceğiz. Buna müsaade etmeyeceğiz. İstikrarı istemeyen birçok devlet de PKK’yı destekliyor. Türkiye’ye gelen herhangi bir zarar bana gelmiş gibidir. Türkiye’de provoke edenler var. Münferit olayları toplumsal olaylara çevirmemeliyiz. Biz burada misafiriz. Türk kanunlarına riayet etmeliyiz. Misafirliğimiz bilmemiz lazım. Bu bir kader birliğidir. Suriye’de siyasi çözüm olduktan sonra bu mültecileri buraya getireceğiz. Hem Türk halına hem de Suriyelilere sesleniyorum. Kim kanunlara uymuyorsa Türkiye zaten deport ediyor. Burada yaşananları herkese mal etmemek lazım. Türkiye’yi seven Türkiye için ölen çok da Suriyeli vardır.

“Suriye’de demokrasi istiyoruz”

12 senedir mücadele veriyoruz. Suriye halkının çoğu kamplarda. Biz Suriye’de demokrasi istiyoruz, sivil yönetim istiyoruz. Bununla ilgili 1 milyon şehit verildi. 12 milyon kişi yerinden edildi. 500 bininin akıbeti belli değil. Biz siyasi çözümün gerçekleşeceğine inanıyoruz. Biz kan davası olarak görmüyoruz, dava olarak görüyoruz. Ben bir siyasetçiyim. Bir ailede 5 şehit varsa, evi başına yıkılmışsa bunu halka anlatamazsınız. Müzakere var, Astana süreci var. Biz müzakere için mücadele ediyoruz. Kendi ülkemizin menfaatlerini ortaya koyarak çözüme gitmemiz lazım. Suriye’de krizin devam etmesi terör örgütüne fırsat oluyor. Sürecin uzaması onların işine geliyor. Baştan beri siyasi çözümden yanayız. Astana sürecinin garantörü Türkiye’dir. Kapsamlı bir çözüm tüm terör örgütlerinin planını suya düşürecektir. Olan olaylar üzücüdür. Türk bayrağı bizim için de kutsaldır. Türk bayrağımı Suriye devrimi bayrağıyla aynı değerdedir. Suriye’dekilerin cezasını Suriye Geçici Hükümeti versin. Türkiye’de yapılan şeylerin cezasını da Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumları versin. Bu fitneyi böyle bitirelim. Türkiye’de zaten gereken yapılıyor. Biz de Suriye’de gerekeni yapacağız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu